24 Ocak 2012 Salı

KİM KİMİ SEVER!::.

 
Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı sever, 

Yemek tuzu, maymun muzu sever, 

Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever 

Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek kadını sever 

Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu sever 

Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever 

Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı sever 

Davul zurnayı, avcı turnayı, Arap hurmayı sever 

Alim kelini, cömert elini, cimri dilini sever 

Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru sever 

Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı sever 

Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği sever 

Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı sever 

Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu sever 

Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı sever 

Yörük eriği, cin periyi, Tom jerry'yi sever 

Kilim keçeyi, kelime heceyi, baykuş geceyi sever 

Kirli hamamı, baca dumanı, su samanı sever, 

Dünür dünürü, ateş kömürü, muhtar mühürü sever 

Asil soyunu, çoban koyunu, asi oyunu sever 

Harman döveni, kuzu çimeni, pastırma çemeni sever 

Hamam kurnayı, düğün zurnayı, avcı vurmayı sever 

Kasap danayı, öksüz anayı, yırtık yamayı sever 

Bekçi feneri, bel kemeri, eşek semeri sever 

Kan damarı, züğürt kumarı, azgın şamarı sever 

İlik düğmeyi, faiz seneyi, şişman yemeyi sever 

Gelin güveyi, başkan üyeyi, tosun düveyi sever 

İnsanlar evini, ev pencereyi, pencere pancuru sever.

Velhasıl dostlar... Forum yazarı, yazar eleştiriyi sever...
Yazı itimatı, itimat sizleri sever..... ((alıntı))




AHLâM da Siz Gönül Dostlarını Sever...

22 Ocak 2012 Pazar

ŞAPKAMI ALDIM KAFAMA! HERKES TATİL YOLUNA:-))

Başlıktan da anlaşıldığı gibi tatile çıkıyoruz.Herkes tatilini yaz yapar ama,eşimin işi nedeniyle biz yarıyıl da tatil yapıyoruz.Gitmeden postumu da atayım dedim.Gittiğim yerden de yazmaya çalışacağım.Siz yine de beni yalnız komayın emi..Gelelim postumuza:







Fanatik Taraftara ne yakışır???Tabiki de fanatik top şapka...Netten dolaşırken buldum daha iyisi olabilirdi.Ama manken iyi olunca,eksiklikler ortadan kalkmış oldu.Canım kuzum "ENES"im çok tatlı çıkmış demi(maşallah barekallah demeyi unutmayın)...SEVGİLER AHLâM'dan.....

21 Ocak 2012 Cumartesi

ETEĞİN BLUZA DÖNDÜĞÜ AN..

Bazen bu geri dönüşüm fikirleri bakın insana neler yaptırtıyor.Dolabımda penyesi güzel bir eteğim vardı.Tabi kullanmıyordum.Zaten alırken de çok ucuza almıştım.Değerlendirme projelerime girer diye beklemekte idi.Bende bluz yaptım.Acemi terzi eline alıp kesmeye başladı.Sonuç mu?








NASIL OLMUŞ???

ÇER-ÇÖP KURABİYE

Evet kurabiyemizin adın da anlaşıldığı gibi çöplü bir kurabiye.Çöpü ise;Çay.


MALZEMELER;125 gr margarin,yarım çay bardağı sıvı yağ,1-buçuk çay bardağı pudra şekeri,2 yemek kaşığı yoğurt,kabartma tozu ve son olarakta 2 yemek kaşığı kuru çay..




YAPILIŞI;Yumuşamış margarini ve diğer malzemeleri karıştırıp kulak memesi kıvamında bir hamur elde ediyoruz.En son çayı da ekleyip,biraz daha yoğuruyoruz.Yumurta büyüklüğünden az daha küçük bezeler yapıp fırına veriyoruz. Bu kadar basit.Yapımı çok kolay olup,lezzetli bir tarif.Aynı işlemi çay yerine granül kahve ile de deneyebilirsiniz(bu arada çay herhangi bir tat vermiyor)Görsellik açısından şık oluyor.Hepimize afiyet olsun DOSTLAR..

20 Ocak 2012 Cuma

GECİKMİŞ POST VE YÜZÜK YASTIĞI...

Birkaç gündür pc'nin bozulmasıyla beraber yoktum.İnsan alışıyor doğrusu.Sizlerin paylaşımlarını ve yorumlarını kaçırsamda boş durmadım doğrusu.Özlemek ve Özlenilmek çok güzel bence...






Bu arada boş durmak bize yakışmaz demi?Komşumun kızına sipariş olarak hazırladığım yüzük yastığı.İnşallah beğenirsiniz.Sevgili KÜBRAcığım güle güle kullansın..

15 Ocak 2012 Pazar

DİKİŞ DENEMELERİNE DEVAM...



Dikiş denemelerine hız kesmeden devam etmeye çalışıyorum.Şimdi de penye kumaştan degaje yaka,yarasa kollu(fakir kol) bluz yaptım.Kumaş olarak düz renk olsa daha iyi olur du ama ben evdekileri kullandım.Siz zevkinize göre yapabilirsiniz.Bu arada bluzu kalıp çıkartmadan yaptım. Aklımda çok projeler var bakalım sırasıyla yapmaya gayret edicem.Sizlerin yorumlarını da bekliyorum:-))

14 Ocak 2012 Cumartesi

SADELİKTEN SIKILANLARA...



 Sadelikten sıkılanlara bir alternatif;yarım incilerle farklı bir görünüm elde ettim.İlk foto yapılmamış hali flaşsız çekmiştim renk koyu çıktı.Ucuz ucuz alıp,süsleyerek daha şık hale getirmek bizim elimizde demi kızlarrr:-))))))

12 Ocak 2012 Perşembe

SADRAZAM LOKUMU..





KREMASI İÇİN;1 kg süt-1 su brd şeker-1 su brd un-25gr margarin(tereyağıda olabilir) 4 kaşık kakao-(kakaosuzda olabilir onunda lezzeti güzel oluyor)


ARASI İÇİN;1 su brd süt sade krem şanti ve üzeri için hindistan cevizi


YAPILIŞI;Unu yağ ile kavurun.Biraz kavrulduktan sonra soğuk sütü yavaşça içine ekleyin.Şekeri ve kakaoyu da ilave ettikten sonra kaynamaya bırakın.Sürekli olarak karıştırın ki yapışmasın.Kaynarken altını kısığa getirin,göz göz olana kadar kaynamaya devam etsin.Yapacağınız tepsiyi hafifçe ıslatın,durlasanız da olur.Kremayı dökün ve soğumaya bırakın.Kremşantiyi çırpın.Soğuyan kremanın üzerine kremşantiyi sürün.Ceviz de serperseniz çok hoş oluyor.Sarma işine gelince;dikdörtgen şekilde kesip,hindistan cevizli tabağa alıp rulo yapıyoruz.(Büyükse ortadan kesebiliriz.)VE AFİYETLE YİYORUZ...

11 Ocak 2012 Çarşamba

HASTA OLMAK İSTEMİYORSAN!....


 Duygularını anlat.
* Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
* Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
* Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
* Karar Vermelisin..
* Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
* İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
* Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
* Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
* Olduğundan Farklı Yaşama.
* Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
* Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
* Kabullen.
* Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
* Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
* Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
* Çözümler Bul.
* Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
* Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
* Biz ne düşünüyorsak oyuz.
* Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
* Güven.
* Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
Hayatı Üzgün Yaşama.
* Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
* Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. “İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
* Mutluluk sağlık ve terapidir.
Dr. Dráuzio Varella


10 Ocak 2012 Salı

DİKİŞ DENEMELERİ!...BAKALIM BEĞENECEKMİSİNİZ??


Rengi fotograf makinasından soluk çıktı.Asıl rengi kahverengi. Bebe yaka yaptım yakasını.Tabi daha acemiyim daha güzelleri olur zamanla inş.
 Elbiseyi bu şekilde kombinliyorum

Dikiş dikmek bazen hastalık gibi.Bir şeyler üretmekte terapi gibi geliyor bana.İnsanın kendine birşeyler dikmesi çok farklı bir duygu.Yapan arkadaşlarım bu fikrimi destekleyeceklerdir eminim.İşte bu nokta da yeni elbise deneyimim.Bakalım beğenecekmisiniz?Yorumlarınızı bekliyorum Can Dostları...

7 Ocak 2012 Cumartesi

ESKİDEN NE GÜZEL CAHİLDİK!....


Dışarıda kar…
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa…
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu…
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi…
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve
fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında,
boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine
fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım…

Dışarıda kar…
İçeride kanaat…
İçeride huzur…
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar…Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma

dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine,
geniş ve besleyici bir masal dünyası…
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı… Domates de…
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar…
İçeride huzur…
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu,
yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi…
Kimin umurunda…
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk…   (MURAT BAŞARAN)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...